NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
151 - (2370) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
المغيرة (يعني
ابن
عبدالرحمن
الحزامي) عن
أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "اختتن
إبراهيم،
النبي عليه
السلام، وهو
ابن ثمانين
سنة، بالقدوم".
[ش
(بالقدوم)
رواة مسلم
متفقون على
تخفيف القدوم.
ووقع في
روايات
البخاري
الخلاف في
تخفيفه وتشديده.
قالوا: وآلة
النجار يقال
لها: قدوم. بالتخفيف
لا غير. وأما
القدوم، مكان
بالشام، ففيه
التخفيف
والتشديد. فمن
رواه بالتشديد
أراد القرية.
ورواية
التخفيف
تحتمل القرية والآلة.
والأكثرون
على التخفيف
وعلى إرادة الآلة].
{151}
Bize Kuteybe b. Saîd
rivayet etti. (Dediki): Bize Muğıre (yâni îbni Abdirrahman Eî-Hızâmi)
Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti.
(Şöyle demiş): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Nebi ibrahim
(Aleyhisselam) sekiz yaşında iken keserle sünnet oldu.» buyurdular.
İzah:
Kadûm: Keser demektir.
Buhârî'nin rivayetlerinde bu kelime kimi «kadûm», kimi de «kaddûm» şeklinde
rivayet olunmuştur. Keser manâsına gelirse kelime yalnız «kadûm» şeklinde
okunur. Şedde ile kaddûm, Şam'da bir yerin ismidir. Aynı yere şeddesiz olarak
Kadûm da derler. Şu halde Kaddûm, Şam'daki yer demektir. Kadûm ise hem o yere,
hem de kesere muhtemeldir.
Hz. İbrahim'in burada sekiz
yaşında iken sünnet edildiği bildiriliyor. Halbuki «El-Muvatta»'da yüz yirmi
yaşında sünnet edildiği, ondan sonra seksen sene daha yaşadığı haber
verilmiştir. Yalnız İmam Mâlik bu hadîsi
Ebû Hureyre'ye mevkuf olarak rivayet etmiştir. Nevevî sekiz yaşında sünnet
olmasını sahîh, Öteki rivayetin müevvel yahut merdud olduğunu söylemiştir.
Fakat îbni Hibban'ın Sahîh'inde bu hadîs nıerfu' olarak rivayet edilmiştir.
Binâenaleyh merduddur demeye imkân yoktur. Marûdi, Hz. İbrâhim'in yetmiş
yaşından sonra sünnet edildiğini hikâye etmiş. îbni Kuteybe de yüzyetmiş sene
yaşadığını söylemiştir. İbrahim (Aleyhisselam) sünnet edilince artık
zürriyetinin de sünnet olması tekarrür etmiştir, Tevrat'ın Benî İsrail'e
getirdiği hükümler arasında bu da vardır. Hz. îsâ zamanına kadar Benî İsrail
sünnet olagelmiş, İsâ (Aleyhisselam)'dan sonra ise hıristiyanlardan bir taife
uydurdukları bazı hezeyanlarla Tevrât’ın bu hükmünü değiştirmişlerdir.
Yahudiler sünnet olmaya devam etmektedirler.
Sünnet olmak İmam
Şafii'ye göre vâcib ekser ulemaya göre ise sünnetdir. Fakat bulûğa erdikten
sonra sünnet olmak onlara göre de vâcibdir.
Hitan denilen sünnet
ahkâmı taharet bahsinin baş taraflarında görülmüştü.